Katarakt Ameliyatı, Bunama Riskini %29 Azaltabiliyor

Amerika'da yürütülen yeni ve kapsamlı bir araştırma, katarakt ameliyatının sadece görme kalitesini artırmakla kalmayıp, Alzheimer ve diğer bunama (demans) türlerine yakalanma riskini de önemli ölçüde düşürebileceğini ortaya koydu.

"Görmeyi İyileştirmek Beyin Sağlığını Koruyor"

Kaşkaloğlu Göz Hastanesi Kurucusu Prof. Dr. Mahmut Kaşkaloğlu, Amerikan Tıp Derneği'nin prestijli yayını JAMA Internal Medicine'da 2022'de yayınlanan araştırma sonuçlarını paylaştı. Çalışmaya göre, 65 yaş ve üzeri 3 bin 38 katarakt hastası 10 yıl boyunca takip edildi. Katarakt ameliyatı olan bin 382 kişide, ameliyat olmayanlara kıyasla demans gelişme riskinin %29 daha düşük olduğu tespit edildi. İlginç bir şekilde, glokom (göz tansiyonu) ameliyatının ise demans riski üzerinde herhangi bir etkisi gözlenmedi.

Prof. Dr. Kaşkaloğlu, "Araştırmacılar, bozuk görüşün beyne giren veri miktarını azaltabileceğini ve bunun da bunama için bir risk faktörü olan beyin küçülmesine yol açabileceğini öne sürüyor. Katarakt ameliyatı ile netleşen görüntü, beynin bilişsel rezervini korumaya yardımcı olabilir" dedi.

Türkiye'de Ameliyat Sayıları Hızla Artıyor

Dünyada en sık yapılan cerrahi işlemlerden biri olan katarakt ameliyatı, Türkiye'de de yaşlı nüfusun artışına paralel olarak yaygınlaşıyor. Prof. Dr. Kaşkaloğlu, ülkemizde katarakt ameliyatı oranının binde 2'lerden binde 5-6 seviyelerine yükseldiğini belirtti. Yıllık ameliyat sayısının 15-20 yıl önce 75 bin iken, günümüzde 500 bini geçtiğini ifade etti.

Bu artışın nedenlerini; yaş ortalamasının yükselmesi, sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaşması ve teknolojik gelişmelerle 'akıllı mercek' gibi seçenekler sayesinde hastaların ameliyat sonrası daha iyi görmeye olan talebinin artması olarak sıralayan Kaşkaloğlu, "Ülkemizdeki hastaneler, modern olanaklar açısından çevre ülkelere ve hatta Amerika'ya göre oldukça gelişmiş durumda. Bu, tıp sektörümüz açısından gurur verici" diye konuştu.

Bu çalışma, ileri yaşlarda görme sağlığını korumanın, genel beyin sağlığı ve bilişsel fonksiyonların sürdürülmesi için de ne kadar kritik olabileceğini bir kez daha gözler önüne seriyor.