Çin neden süper güç olma yolunda?

Geleceğin süper gücünün yani geleceğin yeni Amerika’sının Çin olacağı konusunda hemen herkes hemfikir.

Neden?

Çünkü hemen her alanda gümbür gümbür geliyor ve ABD dışında, diğer rakipleri aynı performansı gösteremiyor!

Çin’in süper güç olma yolunda olduğunu gösteren yüzlerce parametre var ve onlara her gün bir yenisi ekleniyor.

Çin’de önceki gün, yurt dışından dönen öğrenciler için düzenlenen bir fuar vardı.

Başkent Pekin’deki söz konusu fuar 13. kez gerçekleşti ve bu organizasyona bugüne kadar 2 binden fazla firma ve kurum ile 40 bin genç katıldı.

Fuarda her 4 öğrenci ya da mezundan 1’i iş buldu...

Hadi, başkalarını bırakıp, kendimize bakalım.

Yurt dışına gönderdiğimiz öğrencilerden ne kadar haberimiz var? Daha da önemlisi, öğrenimlerini başarıyla tamamlayıp geri dönenlere ne kadar sahip çıkıyoruz?

Devlet, bırakın kendi olanaklarıyla yurt dışına gidip öğrenim görenleri, kendi gönderdiği bursiyerlere bile sahip çıkamıyor!

Dünyanın en iyi üniversitelerinde lisans ya da master, doktora yapıp dönen gençler, öğrenim gördükleri alanla hiç ilgisi olmayan, en sıradan işlerde çalışıyorlar.

YÖK de keşke, yurt dışında eğitim gören ya da eğitimlerini tamamlayıp dönen gençler ile işverenleri bir araya getiren benzeri bir fuarı yılda en az iki kez düzenleyerek, hayırlı bir projeye imza atsa. Hatta bir adım öteye gidip, gidecek olanları da doğru yönlendirse...

Bu o kadar zor mu? Kesinlikle hayır! Denklik için harcadığı zamanı ve enerjiyi bu işe ayırsa, denklik sorunu da üç beş yıl içinde zaten kendiliğinden çözülür!..

İnsan gücü planlaması?

İnsan gücü planlaması önemli hem de çok önemli bir konu! Ama nedense bizim zerre kadar dikkatimizi çekmiyor!..

Çok basit bir hesap yapalım:

Ülkemizde yılda 1 milyon 200 bine yakın bebek dünyaya geliyor.

Devletin işe aldığı personel sayısı 100 bini geçmez! Hadi diyelim ki 200 bin olsun, 300 bin de özel sektörde iş bulma şansı yakalasın ya da kendi işini kursun!

Geriye 700 bin kişi kalıyor. Bunun yarısı çalışmayı evde oturmayı ya da aile şirketinde çalışmayı sürdürse bile geriye yine bir 350 bin gencimiz kalıyor!

Yılda 350 bin işsiz, 10 yılda 3.5 milyon işsiz demektir!

Olaya bir de şu çerçeveden bakalım:

Tanımlanmış ve eğitimi yapılan meslek çeşitliliği bizde 800 civarı, ABD ve benzeri ülkelerde 12 binin üzerinde. Yani onlarda çok geniş bir yelpazede meslek seçimi yapılıyor, biz ise gençlerimizi çok dar bir alana sıkıştırıyoruz. Bu yüzden de hemen hemen her meslekte, önümüzdeki 20 yıla yetecek kadar iş gücü  fazlamız var!..

Planlama şart!

Eskiden 5 yıllık kalkınma planları hazırlanır ve geleceğe yönelik önemli ipuçları verilirdi. Şimdi yine bir şekilde yapıldığı söyleniyor ama bundan birilerinin haberdar olduğunu ya da dikkate alındığını sanmıyorum.

Önümüzdeki 30 yıl içinde hangi sektörlere öncelik vereceğiz, hangi alanda kaç personel fazlamız ya da eksiğimiz var?

Öğrencilerimizden kaçı mesleki eğitime yönelecek, ne kadarı akademik eğitime devam edecek?

Kaçı üniversite mezunu olacak, kaçı meslek yüksekokulu ya da lise mezunu olarak hayata atılacak?

Ne kadarı kentlerde yaşayacak, ne kadarı kırsalda kalacak?

En önemlisi de kaçı, kaç lira maaşla öğrenim gördüğü alanda iş bulacak, kaçı kendi işini kuracak ve kaçı mutlu olacak?..

Özetin özeti: Deneme yanılma yöntemiyle eğitim ve karar verme süreci, bin yıl öncesinde kaldı! Ne olur artık çağın gereğini yerine getirelim!..